Düsünceyi mizahla birlestirmis Sakalli Celalin meshur sözüdür Tanzimat ilan ettik olmadi, iki defa mesrutiyet ilan ettik yine kurtulamadik. Cumhuriyet ilan ettik, ne yazik ki sikayetlerimiz yine bitmedi; bir de ciddiyet ilan etmeyi denesek.. Bu sözlerden on yillar sonra hala pek cok sorun karsisinda ciddiyet ilan edebilmis degiliz. Ama gecen yüzyila mesrutiyetle girip, yolumuza cumhuriyetle devam edip, simdi yeni yüzyili Meshuriyet atilimiyla karsiladigimiz kesin..
Sade vatandasa meshurluk vaat eden yarisma-sovlar reyting rekorlari kiriyor. Issiz-gücsüzler kadar meslek sahipleri de ekranda görünme derdinde. Toplumun yüzde 80i söhret olma istegi duyuyor. Genclerde oran, yüzde yüze varmakta. Bilgiden cok seyir, görgüden cok görüntü, düsünceden cok popülarite, sanattan cok magazin ve gercekten cok imaj hayal, hayatimiza damgasini vuruyor artik.
Bu kitap, televizyonun yaygin etkisi altinda popüler kültürün ve kitle kültürünün yörüngesine girmis Türkiyede yasayanlari, ne yasadigini anlama yolunda özenle düsünmeye cagiriyor. Meshuriyet Cagi Türkiyesini cözümlemek icin ciddiyet ilan ediyor yani Ama eglenceli olmayi da ihmal etmeyerek yapiyor bunu...
Kitle kültürünün bugün geldigi asamada en önemli tehlikelerden biri, insanin kendinden vazgecmesi, bir baska hayati tehlikeyse emegi önemsizlestirmek ve degersizlestirmektir. Bu da insanliktan vazgecmek demektir.
