Necip Fazil, 1974te yazdigi Halimiz isimli siirinde söyle hayiflandigini görüyoruz
Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yasam, egilim...
Ya bunlar Türkce degil, yahut ben Türk degilim
Oysa halis Türk benim, bunlar isgalcilerim;
Allah Türke acisin yalniz bunu dilerim.
Necip Fazil, Türkcenin devlet ve aydinlar eliyle katledilmesine sessiz kalmamis, bu kültür vurgununu hem siiriyle hem de yazilariyla cok defasinda gündeme getirmisti. Özlestirme gayretinin yanlis oldugunu, bunun cok ciddi problemlere yol acacagini cok cabuk fark eden Necip Fazil, 30 Eylül 1940ta yazdigi Anadolu Ajansi baslikli yazisinda söyle diyordu Topraklarimizda bir dil gazasi acmaya mecburuz. Kiyasiya bir dil gazasi... Madde planinda kurtulus savasini o kadar güzel idare ettigimiz bu topraklar, ruh planinda da tam ve gercek anlamda kurtulus bekliyor. Ruh planindaki kurtulus savasinin hareket arsasi dildir. her seyden evvel bu arsayi, isirgan otlarindan, devedikenlerinden ve batakliklardan temizlemek zorunda degil miyiz
Ruh planindaki kurtulus savasinin hareket arsasi olarak Türkcenin aydinlar eliyle katledilmesine tahammül edemeyen Necip Fazilin 1940li yillarda gazete ve dergilerde yazdigi Dil ve Edebiyat yazilari derlenerek kitap haline getirildi.
Dil ve Edebiyat yazilarindaki Necip Fazilin su sözleri cok dikkat cekicidir 18 milyon Anadolu Türkünün hep birden trahom hastaligina tutulmasindan daha ehemmiyetli ve yirmi tane Erzincan zelzelesinden daha felaketli olan müzmin dil buhranimiza daha fazla tahammül ve tevekkül göstermenin zamani gecmistir. Yarim yamalak varliklarin sapir sapir döküldügü bu ruh, akl, ferd, ictima, sina, iktisad, siyas, asker muhasebe hengamesinde, ordunun eline verilecek silahla, milletin ruh tamamiyetine vurulacak kilit arasinda hic kiymet ve ehemmiyet farki yoktur. Topyekn bütün kiymet subelerimizle Türkü ayaklandirma ve sahlandirma günündeyiz.
