Sürmeli Türkce isimli eseri ile genis kitleler üzerinde ana dil bilincine dair farkindalik olusturmayi basaran Seref Yilmaz, simdi de türkcenin huzurunda isimli eseri ile Türkceye dair ilginc tespitlerde bulunmaya devam ediyor. Asagidaki ifadeler, yazarin üslubundaki akiciligin ve sadeligin yani sira, dikkat cekici tespitleri de iceriyor
Ana dil, hem annemizin dilidir hem de milletimizin dilidir. Millet annedir. Ana diline saygisizlik eden, hem anasina hem de milletine saygisizlik etmis olur. Türkce, imparatorluklar kurmus büyük bir milletin isleye isleye bugüne getirdigi zengin ve büyük bir dildir; Türklerin var oldugu her yerde vardir; Daglarcanin mükemmel tespitiyle ses bayragimizdir. Ana dilini unutanlar, milliyetini de unuturlar. Tarih buna taniktir. Macarlar, Bulgarlar tarihte Türk idiler; ana dillerini unutunca Türklüklerini de unuttular. Bir millete ait olmanin en önemli göstergesi o milletin dilini konusmaktir. Türkcenin bugün en büyük ihtiyaci kelimedir. Cumhuriyetin kurulusunda dilde sadelesme hareketleri ile Türkce hem kelime kaybina ugradi hem de yeni kelimeler türetti. Sadelesme hareketlerinin Türkceyi aslina döndürdügünü söyleyebiliriz. Ancak dile müdahale seklindeki tavirlar yüzünden Türkcemizdeki bircok kelimenin göc ettigi de bir gercektir. Olmasi gereken suydu Türkceden kelime atmadan Türkce kelimeler türetmek. Bugün gelinen noktada Türkcemizin kelime haznesi azalmis ama Türkce asilli türetilen kelimeler artmistir. Dilin temeli kelimedir. Bilinclenme de kelimelerden baslamalidir. Dilin inceliklerine vakif olma, kelimelerine vakif olma ile mümkündür. Dil, kelimesi kadardir. Insan da öyledir. Gercek hazine, kelime haznesidir. Kelimelerini kaybetmis bir insanin geriye neyi kalmistir Maddi manevi bütün kazanimlarimiz, kelimelerimiz sayesinde olmaktadir. Kelimelerini kaybedenler, hayallerini kaybetmislerdir, hayallerini kaybedenler hayatini kaybetmislerdir. Dilin sesi kelimelerinde gizlidir. Kelimeleri dogru anlayanlarin ve telaffuz edenlerin agzinda dilin sesi daha gür ve ahenkli cikar.