Akordeon, göc sarkilari calarken bir baska dinlerlerdi. Tarihin, dikenli köye savurdugu bulutlardi onlar. Neler yasamislardi birlikte neler... Anen kirk yasinda dogurunca cocuklar gibi sendi. Sehriban, Devletkeriye dik dik bakabiliyordu ya Her zaman ondan yanaydilar. Derdini tesbih tanelerine anlatan Azizbekire cok acidilar. Yola gelmez Etem, soyup sogana cevirdiginde öfke doluydu gözleri. Dava memleket davasiysa tüm yumruklar masada. Hatice, oglunun koluna dokunup, Talih mi kader mi bunlar dediginde ise cok üzgün. Ah, ne vardi sanki Saban gibi kizdiklari insanlara tas atabilseler Kendilerine kucak acan imparatorluk gün gelip dara düstügünde kapilarini caldi. Dogudan ve batidan savrulmuslarsa da birbirlerinin kaderlerine ortaktilar. Tahtadan yaptiklari taht, hükümdarin temsilcisiydi.Hep el üstünde olan taht; yanginda, selde, zelzelede ilk kurtarilacaklar arasinda... Hayir, hayir sürgün yememislerdi. Dünyanin bin bir türlü hali var denirdi ya iste öyle bir seydi baslarina gelen. Talihin tahta oyuncagina mi dönmüslerdi yoksa tarihin oyununa mi gelmislerdi