Hic kimse kaybolmak istemiyor bu karanlik denizde, ama bu deniz son, hatta tek hakikat. Geminin sulara gömülmesinden önceki anlarin tasavvuru her zihnin kacinilmaz mesguliyetidir. Sonucu belli bir mesguliyettir bu, bir gün bitecektir. Ama edebiyatta ölüme giden yolu, ölüm anini ve ölümün kendisini düsünen karakterler ölümsüzlügün ta kendisidir.
Murat Gülsoy Nisyanda bunu yapiyor, ölümü ölümsüzlestiriyor. Alisilmadik bir Gülsoy kitabi bu, müthis cekici ve sarsici. Anbean karanlik denizin sularina batan, giderek parcalanan bir aklin girdaplarini ve karanlik denizi dalgalandiran sonu, edeb bir siddet olarak gözlerimizin önüne seriyor. Dogdugumuz an o karanlik denize adim atmis oldugumuzu ve ömür denen geminin önünde sonunda sulara gömülecegini biliyoruz. Murat Gülsoy bu bilgiyi edebiyatin doruguna cikariyor.