Farkli akimlari, egilim ve yaklasimlari icinde barindiran, bazi konularda ayrisan ve birlesen feminizm anlayislarina taze bir soluk 99 Icin Feminizm. Ilhamini kisa süre önce dünyanin cesitli ülkelerinde patlak veren feminist grev dalgalarindan alan Arruzza, Bhattacharya ve Fraser bir konuda cok net Toplumsal cinsiyet siddeti farkli bicimler alsa da kapitalist toplumsal iliskilerin sonucudur ve dolayisiyla bugün feminizm her zamankinden daha fazla antikapitalist bir karaktere bürünmelidir. Tüketiciligi pompalayarak kendine yeni bir pazar yaratan ticari feminizmle de, kariyer basamaklarini o kirilan cam tavanlarin döküntülerini süpürmeye mahkm kizkardeslerimizin omuzlarina basarak tirmanmamizi ögütleyen liberal feminizmle de arasina mesafe koyan; cinselligi ve cinsel kimlikleri düzenleyen degil, özgürlestiren; irkcilik ve sömürgecilik karsiti; enternasyonalist, eko-sosyalist bir feminizmin manifestosu bu. Üstelik, bir mücadele araci olan grevi bürokratlasmis sendikalarin elinden alarak yeniden icat eden ve antikapitalist bütün radikal hareketlerle ittifak kurmayi hedefleyen bir feminizmin. Arruzza, Bhattacharya ve Fraserin kürtajdan bakima, sagliktan barinmaya, siddetten cinsellige kadar pek cok sorunu ele aldigi ve eszamanli olarak on dört dilde yayimlanan bu manifesto, kapitalizmin kar hirsinin temelde kadinlarin sömürüsü üzerine insa edildigini gözler önüne sererken, coskuyla bir cözüm de sunuyor 99 Icin Feminizm. Dünyanin üstünde bir hayalet dolasiyor Feminizmin hayaleti.