Epikür, 2300 yil öncesinden, Hic kimse genc oldugu icin felsefe yapmaktan cekinmesin, yasli oldugu icin yorgunluk duymasin. Cünkü ruhsal sagligimizla ilgilenmek icin vakit ne cok erken ne de cok gectir. diyerek bizi uyariyor. Epikürün bu sözlerini C. G. Jungun su cümleleriyle tamamlamak gerekli sanirim Biz psikoterapistlerin aslinda filozof veya felsefi doktor olmamiz gerektigini söylemeliyiz ya da aslinda bunun farkina varmasak da zaten öyle oldugumuzu.
Baslangicta ruhu koruyan ve iyi durumda olmasini amac edinen, onunla hem teorik hem de terapötik olarak ilgilenen felsefeyken, Latin Orta Cagda bu görev ruhu günahlarindan arindiran din adamlarina ve 19. yüzyilin sonlarindan itibaren de psikoloji psikoterapiye gecmistir.
Psikoterapi ile felsefe arasinda olan derin ve saglam bag günümüzde neredeyse görünmez olmus, hatta her iki disiplin tarafindan reddedilir hale gelmistir. Aslinda felsefe tarihi, insana nasil bir yasam sürmesi gerektigini ve insan ruhunun icine düstügü catismalari nasil cözecegini ögretmistir. Bu sebeple de psikoterapinin felsefedeki kadim konulardan biri oldugu rahatlikla söylenebilir.