Ahmetle vedalastik. Kirk yildir tanis gibi kucaklastik, gitti. O gittikten yarim saat sonra gün indi. Hasandagindan dogru serin bir yel davetsizce sokuldu masamiza. Bozkirda, unutulmus bir cesme basina lacivert serin bir aksam cöktü. Gece kuslarinin ve böceklerinin sesine karisan suyun sesini dinledik gözlerimizi yumarak. Yitik sularin pesindeydik ne zamandir. Anadolunun kuruyan, küsen, yok edilen, degeri bilinmeyen sularinin kaydini tutuyor, öyküsünü yaziyor, türküsünü söylüyorduk.
Aksamin alacasina hilal bir ay isigi aydi, hic acele etmeden. Hasandaginin tepesinde kizil bir coban yildizi göz kirpti bize, capkinca. Biz de ona Hasandaginin türküsünü söyledik usul usul...