Phil ve Sophie, merakin pusulasini ellerine alip hayatin büyük sorularina dogru yola cikan iki yakin arkadastir. Hemen her gün ziyaret ettikleri hus agaci onlar icin sadece bir agac degil; düsüncenin serbestce dolastigi, sorularin filizlendigi bir felsefe duragidir. Orada zamanin izini sürerken, mutlulugun haritasini cizerken ya da bir düsüncenin dünyayi nasil degistirebilecegini tartarken, aslinda her cocukta sakli duran o düsünür uyanir. Cünkü sormak, var olmanin ilk isaretidir. Bu metin, sorulari sarip sarmalayan bir dünyanin kapisini araliyor. Her kapinin ardinda, merakla bakan gözler icin yeni bir anlam yatiyor.
Schmidtin yalin ama derin anlatimi, felsefeyi ulasilmaz bir kule olmaktan cikarip gündelik yasantinin icine yerlestiriyor. Her soru bir adim, her sayfa bir kesif. Düsünen, soran, birlikte anlam arayan ve düsüncenin gölgesinde serinlemek isteyen herkes icin zamansiz bir yolculuk.
Merakliysan ve dünya hakkinda cesitli sorular soruyorsan sen de felsefe yapiyorsun demektir.
Phil ve Sophienin en sevdigi sey soru sormak. Hem de bol bol Hele bir de en sevdikleri yer olan büyük hus agacinin altindalarsa Ne zaman önemli bir konu konusmak, kafalarindaki düsünceleri serbest birakmak ya da sorulara cevap aramak isteseler, hep orada bulusurlar. Bazen de dogru soruyu aramak icin gelirler
Zaman nasil gecer
Düsünceler nereden gelir
Mutluluk bulunabilir mi
Birinin arkadasimiz oldugunu nasil anlariz
Adalet nedir
Felsefi sorulara minicik bir baslangic.